Panik kelimesi, kökenini mitolojide kır tanrısı olarak bilinen "Pan" dan almaktadır. Yarı insan, yarı keçi olan Pan, korkunç görünümü ve ürkütücü çığlığı ile sürülerin korku içinde kaçışmasına neden olur. İnsanoğlunun buradan yola çıkarak ürettiği panik kelimesi yoğun korku ve dehşet duygularını ifade etmektedir. Panik atak ise bu duyguların hakim olduğu ve aniden ortaya çıkan psikolojik bir süreçtir.
Panik atakların en belirgin bulguları düzensiz veya hızlı kalp atışı gibi kardiyak semptomlardır ve devamında nefes alamama hissi ile beraber gelen dehşet duygusu görülür. Bunlara ek olarak mide bulantısı, titreme, terleme, baş dönmesi ve uyuşma sık görülen fiziksel belirtilerdir. Kontrol kaybı, ölme veya aklını kaybetme gibi korkular bu fiziksel belirtilere eşlik eder. Bazı durumlarda ise kişide kendisine veya çevresine dair gerçek dışılık algısı ortaya çıkabilir. Ataklar genellikle aniden başlar, hızlıca tepe noktaya ulaşır ve ortalama 10-15 dakika sürer. Nadiren yarım saate kadar uzayabilir.
Yetişkinlerin yaklaşık %30'u hayatında en az bir kere panik atak geçirmiştir ancak yaşanma sıklığı kişiden kişiye değişmektedir. Bazıları hayatları boyunca sadece birkaç kere panik atak yaşayabilirken, bazıları ise haftada bir kaç kere bu durumu yaşayabilmektedir. Benzer şekilde panik atakların yaşanma şekli kişiden kişiye değişebilmektedir. Beklenmeyen veya belirtisiz tip dediğimiz ortada herhangi bir uyaran olmadan kendiliğinden ortaya çıkmış gibi gözüken ataklar olabilirken, kapalı ortamlar gibi belli bir durumda ortaya çıkan ataklar da yaşanabilmektedir.
Bazı durumlarda ise yaşanan panik ataklar kişide yeni bir panik atak geçireceği düşüncesini ve dolayısıyla da korkusunu beraberinde getirebilir. Bu durum ise kaygı bozuklukları arasında yer alan Panik Bozukluk için önemli bir tanı kriteridir. Başka bir deyişle geçirilen her panik atak kişide panik bozukluk olduğu anlamına gelmez. Bazen diğer kaygı bozuklukları (fobiler, sosyal fobi vb.) ya da kullanılan bazı maddeler (kokain, amfetaminler) ve bazı tıbbi hastalıklar panik atakların yaşanmasında rol oynayabilirler. Bu nedenle genel tıbbi durumun değerlendirilmesinde herzaman için yarar vardır.
Özellikle panik atak durumunu sık yaşayan kişiler için bu durum ciddi düzeyde sarsıcı olabilir ve kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler. Böyle bir durumda bir uzmandan yardım almak yararlı olacaktır.
Tedavide öncelikle panik atakların özellikleri yani, bir duruma bağlı olup olmadığı, sıklığı, hangi belirtilerin ön planda olduğu belirlenir. Ardından ise çeşitli psikoterapi uygulamaları ve duruma göre ilaç tedavisi ile ilerlenir. Panik atak tedavisinde kullanılan terapi yöntemlerinden biri olan Bilişsel Davranışçı yaklaşım tedavide psikoeğitim, gevşeme- nefes egzersizleri, bilişsel yeniden yapılandırma ve alıştırma uygulamalarını temel alır.
Yararlanılan Kaynaklar : DSM-5'i Koaylaştıran, Klinisyenler İçin Tanı Rehberi (James Morrison) - Psikiyatri Temel Kitabı (Cengiz Güleç, Ertuğrul Köroğlu) - Panik Hastasına Yaklaşım: Klinik Görünüm, Ayırıcı Tanı ve Tedavi ilkeleri (Raşit Tükel) - Psychological treatment ofpanic disorder with or without agoraphobia: A meta- Analysis (Julio Sanchez- Meca, Ana I. Rosa- Alcazar, Fulgencio Marin- Martinez, Antonia Gomez- Conesa)
Not: Kaynaklarla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bilgi@koycegizpsikolog.com adresine mail atabilirsiniz.
Comments