Hepimizin hayatında zorlandığımız, üzüldüğümüz ve kendimizi mutsuz hissettiğimiz dönemler olmuştur. Bu tür olumsuz duyguları yaşamamıza neden olabilecek olaylar her an başımıza gelebilir. Örneğin sevdiğimiz biriyle tartıştığımızda, işte veya okulda başarısız olduğumuzda ya da boşanma sürecindeyken üzülebilir, dibe vurmuş ve çaresiz hissedebilir hatta bir süre mutsuz olabiliriz. Peki her mutsuz dönemimizde depresyon mu yaşıyoruz? Nedir bu depresyon dediğimiz şey?
Günlük hayatta kullanılan kendimi iyi hissetmiyorum, depresyondayım gibi söylemlerin çoğu daha "normal" bir duygu durumunu, yani mutsuz, durgun ve üzgün olmayı ifade eder. Bu gibi durumlarda kişi genelde stresli bir yaşam olayına geçici ve normal bir tepki vermektedir. Ancak depresyon dediğimiz durum bu durumdan biraz daha farklı ve süreğendir. En basit haliyle depresyon için üzüntü duygusunun daha yoğunlaşmış ve ağır biçimi diyebiliriz. Klinik anlamda bir depresyondan bahsetmek içinise bu olumsuz duygu durumun en az 2 hafta ve neredeyse gün boyu devam ediyor olması gereklidir.
Depresyonda olan bir kişide çökkün duygu durum (boşlukta hissetme, üzgün olma, umutsuz olma vb), ilgi azlığı ve zevk almama ön plandadır. Bu üç belirti bir arada görülebileceği gibi kişide sadece biri de bulunabilir. Bunlara ek olarak iştah değişimi ile beraber kiloda artma veya azalma, uyku düzeninde değişiklikler, enerji azlığı ve yorgunluk, cinsel istekte azalma, konsantrasyonda bozulma olabilir. Olağan dışı bir huzursuzluk ve asabiyet ya da dışardan da gözlemlenebilen psikomotor yavaşlama görülebilir. Bütün bunlara ek olarak depresyonda olan bir kişinin duygusal ve bilişsel süreçleri de bu hastalıktan etkilenir ve kişi suçluluk, değersizlik hissedebilir ve ölüm düşüncelerine kapılabilir. Sonuç olarak da günlük hayatını eskisi gibi yürütemez ve sorumluluklarını aynı oranda yerine getiremez. İşte 2 haftayı aşan ve bu saydığımız özelliklere sahip duruma ruh sağlığı alanında Majör Depresyon denmektedir.
Majör Depresyon biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutu olan bir hastalıktır ve tedavi bu alanları kapsar. Biyolojik yönü medikal tedavi yani ilaç tedavisi gerektirebilir ve psikiyatristler tarafından takip edilir. Psikoterapi ise bu konuda eğitim almış psikiyatrist ya da psikologlar tarafından uygulanır ve terapistin temel aldığı teorik yaklaşıma göre süreç farklılaşabilir. Majör depresyonun sosyal boyutunda ise hekiminiz ya da psikoloğunuz size çeşitli aktivite ve egzersizler önerebilir.
Bazı notlar :
- Depresyon bazen 2 yılı aşan bir süre devam edebilir. Bu duruma kronik depresyon denir.
- Depresyon tekrarlayabilen bir hastalıktır. Özellikle kadınlarda daha sık görülür ve tekrarlama olasılığı erkeklere göre daha fazladır.
- Depresyonun bazen belirgin bir neden olmadan ortaya çıkabilceği unutulmamalıdır.
- Kısa depresif bozukluk dediğimiz ve sürenin iki haftayı bulmadığı ancak kişinin hayatında tekrarlayan dönemler halinde olduğu durumlarda da yardım almakta fayda vardır.
- İlaç tedavisi doğru şekilde uygulandığında tedavinizi kolaylaştıracak ve süreci hızlandıracaktır.
- İntihar düşüncelerinin olması durumunda tedaviye başvuru önemlidir. Hastanın kendisi veya yakınları mutlaka bir uzmana başvurmalı ve neler yapılması gerektiği konusunda bilgi almalıdır. Unutulmamalıdır ki intihar düşünceleri depresyon hastalığının bir semptomudur ve uygun destekle bu düşüncelerden kurtulmak mümkündür.
Yararlanılan Kaynaklar : Ruhsal Sorunlar Hakkında Ne Yapmalıyım? (Kültegin Ögel, Kinyas Tekin), Depresyondan Çıkış Yolu (Hakan Türkçapar), Klinik Uygulamada Bilişsel Davranışçı Terapi (Mehmet Ak, İsmet Kırpınar, Murad Atmaca, Arzu Erkan Yüce, Özkan Güler, Şahin Kesici, Neslihan Akkişi Kumsar), www.ifightdepression.com
Not: Kaynaklarla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bilgi@koycegizpsikolog.com adresine mail atabilirsiniz.
Yorumlar